25 Aralık 2012 Salı

George Town, Penang


George Town, Penang
Malezyada turizm için yaratilan diger bir alan.  Kuala Lumpur dan yaklaşık 350 km uzakta ve araba ile 4 saat suren rahat bir otaban yolculugundan sonra varilabiliyor. Her nekadar Penang eyaleti yarımada da olsada baskent George town, Penang adasında yeralıyor ve ünü eyaletin önüne geçmiş durumda. Ada da  uluslararası havaalanıda bulunmakta.Otoyol 4km lik bir kopru ile ana karaya baglanıyor yada feribot ile ulaşim saglayabiliyorsunuz. Kopru ücreti çift yon için 8RM

Kuala Lumpurdan çıktıktan sonra dogrudan adaya gitmektense önce arkeolojik alanlardan birini görelim dedik.

Lenggong vadisi nin hikayesi ilginç; Malezya yarımadasındaki en eski yerleşim alanında yasayanlar ve vadi, düsen goktaşının yaratttıgı ve suevite adı verilen bir jeolojik katmanla kaplanmış ve yok edilmiş.




Varlıkları hakkında bilgiye suevite içinde bulunan el aletleri sayesinde ulaşılmış. Alanda ayrıca "perak man" olarak anılan en eski insan kalıntısına ulasılmış.




Bolge ayni zamananda gercek malezyalilarin yasadigi son bolge. "Orang Asli" adi verilen yerliler 1988 yilina kadar ormanda 4-5 kisilik gruplar halinde yasiyorlarmis. Daha sonra hukumet zoru ile diger insanlara karismalari saglanmis.


Bu gun alanda bircok magara ve bir açık hava muzesi ziyaretçilere açık.



Magaralara 2-5km orman yürüyüşle ulaşılabiliyor ve bu bu seferlik ziyareti ertelemek için yeterliydi.



Penang adasi

Adanin merkezi George town aynı zamanda liman hizmeti verdiginden trafigi oldukca yogun bir yerleşim yeri. Modern ve eski mimari içiçe geçmiş durumda

Tabii burada da eskiye pek ragbet yok, tarihi binalar kaderlerine terk edilmeye baslanmis

Merkezden 15 km kadar uzakta Batu Feringhi basta olmak üzere turistik merkezler olusturulmus. Modern hoteller her tarafı ve ozellikle kısıtlı sayıdakı kumsalları kapatmış. unutmadan burda sahiller kayalık ve cakıllı kumsallar ancak yerleşim merkezleri dısında bulunabiliyor.

Ada da birçok turistik merkez yaratılmış. En onemlilerinden biri açık alan savaş muzesi. Giriş ücreti  30RM. "Bu ücret neyi kapsıyor? Rehber varmı" diye sordugumuzda "içeri girince size harita veriyoruz herşeyi kendi kendinize kesfediyorsunuz" diye bir yanıt aldık.


Adada bircok tapınakta bulunuyor. Önemli tapınaklardan ikisi budist ve biride çin tapınagı.
Budist tapınagı dunyadaki en buyuk "yangelip yatan buda heykeli" ile ünlü.

Gene hergune ait ve her yili tanimlayan buda heykelleri burada da mevcut. Dogum gununuze gore Budanizi seciyorsunuz; persembe oturma gunu.

Tapinakta olulerin kullerinin kondugu bir bolumde bulunuyor. Sanirim yuklu miktarda yardim edilince burada kendinize bir yer ediniyorsunuz.
 Disarida agizlarinda kristal kure vb tutan ejderhalar tapinagi koruyor gibi
 Gelinlik giymis Buda


Bu tapinagin tam karsisinda diger bir budist tapinagi yer aliyor

Bahcede Buda nin yolculugunu temsilen bir duvar suslemesi yapilmis onundeki havuzda donen kaseler ise turistlere niyet dolabi olarak hizmet veriyor herkes hareketli kaselere para atmaya calisiyor.



Adadaki diger bir onemli tapinak Cin tapınagı ve yılanlı tapınak olarak biliniyor ve yılanlar zehirli cinsten.
 ana altarin onundeki yilanlar
 kucuk altarin ondeki yilanlar. simdi aklima geldi yilanlara bakarken adim attigimiz yere bakmak hic aklima gelmedi. verilmis sadakamiz varmis.

Ada turistik ama lokanta sorunu var. Sehir merkezinde cesitli lokantalar olmasina ragmen merkez disinda temiz yerlerin sayisi az. Burada (ve su ana kadar gezdigim yerler icinde de) ilk defa 'komsudan' bir lokanta da gordum


Sabahlari kahvalti edilebilecek yer sayisi sifirdan biraz fazla. Buraya gelecek olanlarin otellerini kahvalti dahil olarak secmeleri yerinde olur.

Adada ayrica teleferik ve monorail ile cikilan tepede baki yeri mevcut.

15 Kasım 2012 Perşembe

Kuala Terengganu



Terengganu eyaletinin baskenti. Malezya da islamiyeti en yogun yasayan yerlerden biri. Kuala Lumpur a 450 km uzaklıkta ve cogunlukla otoyolda gecen 5-6 saattlik yolculukla ulasılabiliyor. Yol boyunca uçsuz bucaksız gibi duran palm ağaçları arasında uzanan otoyolda aracınızın hız sınırlarını gorebiliyorsunuz. 
Ticari olarak üretilen palm yagı malezyadaki önemli ihraç maddelerinden biri. Şehir nehir agzında yarım ada goruntusunde bir alana kurulmuş.



Şehirde konaklama sorunu yok. Her turden hotel bulmak olası. Ev pansiyonculuguda (home stay) oldukça gelişmiş. Yemek konusuna gelince o biraz deneme yanılmaya baglı. Öncelikle alısık odugunuz turden kahvaltıyı unutun. Yerel tatları merak ediyorsanız tam yerindesiniz. Öğlen yemegi için acık yer bulmak bir dert. Çogu yer aksam 5 ten sonra acılıyor bir kısmı sabaha kadar açık kalıyor. Deniz ürünleri ucuz ve cok yaygın ama yerel tatlar ile pişiriliyor.


Yolumuz bir düğün nedeniyle buralara düştü. Malay gelenklerine göre yapılan düğün gelin, damat ve dekorun aynı renkte olması ile ilginc bir hal aldı. dugunun ayrıntılarını baska bir yazıya bırakıyorum

Turistik olarak ünlü olan şehirde hersey yerel turistlere yönelik olarak tasarlanmış. Şehirde ipek ve batik uretimi yapılıyor ancak tum desenler yerel. Farkli bir desen bulmak çok zor. Birçok uretim merkezinde batik desenlerin ve ipek kumaşların üretim asamalarini görebiliyorsunuz

Sehir içinde ilginç görünüşlü belediye otobusleri (RM1) sizi birçok yere götürüyor



Şehir nehir agzında kurulmuş hem çin denizinden hemde nehirden turistik olarak yararlanıyor. Nehirde rehber esliğinde gezi yapılabiliyor. 45dk suruyor. RM20 ucret oduyorsunuz. Yeterli sayıda yabancı yoksa sunum dili bahasa!


Gezi nehir agzındaki küçük adaların cevresinde yapılıyor. Şehir tarafı kıyı boyunca plastik ağaçlarla donatılmış. Gece ışıklandırılan bu yapay agaclara pek bir anlam veremedim.



Nehir kıyısındaki mini dunya ve Kristal camii ilgi odaklarından birkaçı. 



Mini dunya içinde dunyanın çeşitli yerlerindeki unlu camilerin küçük ölçekli örnekleri yapılmış. Turkiye’den de Suleymaniye camii var.
 El-aksa camii ve içi
 Suleymaniye

 Nijer den bir cami örneği


Çin mahallesi yanındaki Pazar yerinde alt kata balık ve sebze ust kata ise uygun fiyatlı batik ve ipek almak olası. El sanatlarına ornek olarak birde sepet bulabilirsiniz.





Çin denizi boyunca uzana guzel sahilleri ve adaları ile tanıan şehirde, adalara ve çevresine gemi turları duzenleniyor ama yagmur donemlerinde (Kasım Aralık ayları) çogu yer kapalı. Dalmaya ve balık avlamaya çıkmak isteyelere seçenek çok.
gel-git çok belirgin olarak gerçekleşiyor. Kumsallar çok güzel bekledigimin aksine temiz.

Hava ruzgarlı ise uçurtma uçurmak için herşey var demektir. sehir içinde kıyı boyunca ucurtma satanlardan keyfinize gore birini seçip bulutlara gönderin.



Şehirde az bilinen bir özellikte tekne üretimi. Pulau Duyong adasında kopru altında ve cevresindeki kızaklarda üretim yapılıyor. Dil bilemeselerde ustalar tekneleri size gösteriyor  




25 Eylül 2012 Salı

Tahran İran

Tahran Iran,

Tahran yada farsçası ile Tehran Iran daki ilk ziyaret yerimiz. Türk vatandaşlarına vize sorunu olmadan kapılarını açan nadır ülkelerden.
İstanbul (Sabiha Gökçen ve Ataturk) dan Tahran a karşılıklı olarak bir çok uçak seferi var ancak coğunluğu gece yarısından sonra veya sabaha karsı. Havaalanı sehrin dışında olsada taksi veya otobusler ile şehir merkezine ulaşılabiliyorsunuz. Şehir Tochal dagının eteğine yerleşmiş tatlı bir egimle kuzeyden guneye uzanmış.

Her nekadar daglar cıplak olsada şehir içinde ana yolların etrafı yeşilledirilmiş.



Şehir geniş bir metro ve otoyol agı ile örülmesine ragmen trafik hayli dertli.
Yol boyunda ilginç sanat eserlerinede rastlamak olası


şehirde birçok meydan yaratılmış. Coğunlugu şahlık döneminden kalma. Azadi meydanıda bunlardan biri. Yeni yönetim nedense değiştirme geregi görmemiş.

Ankara daki Atakule benzeri milad kulesi diger bir gezi yeri.


Iran da yapılacak ve goruleceklerin başinda turbe camileri ziyaret var. En ünlü türbe İmamzade Salih e ait


 Tüm camilerde oldugu gibi bu yapının içide aynalarla suslenmiş işil işil yapılmış


Türbe nin yanındaki çarşı diger bir ilgi noktası
baharat ve çerez başlıca ürünlerden.

unutmadan yazın geldiyseniz en iyi serinleticiler yollarda satılan tuzlu kızılcık ve geleneksel dondurma, "bestani sunneti" 

İran, islam cumhuriyeti olarak bilinsede müslüman olmayan topluluklarada evsahipliği yapıyor. Tahran da birçok kilise ve mabet bulunmasına ragmen cogunlugu yeni yapılar 1930 sonrası inşaa edilmişler. Bunların arasında en ilginçlerinden biri zerdüşt dini tapınakları


Şehir merkezine yakın, yüzyıllardır yanan ateşi ile bu küçük tapınakta zerduştlük hakkında istediğiniz bilgiyi alabiliyorsunuz (farsça olarak).
Şehir kuzey ve güney olarak anılıyor. Kuzey kesim asıl şehir ve Şah döneminin merkezi. En ünlü saraylardan biride burada.

 Saad Abad sarayı geniş bir alana kurulmuş o dönemin "savurganlığını" göstermek için bugünkü yönetim tarafından ziyarete açılmış.
Şehirin belli başlı eglence yerleri kenarlara serpilmiş. En ünlüleri Darake ve Farahzad. Darake dar bir vadide dere kenarına yerleşmiş lokantalrdan oluşuyor. Yuksekte oldugu için yazın dahi oldukça serin. Çay içmek için güzel bir yer.


Diğer bir yer, Farahzad aynı dagın diger bir yamacında kurulmuş bir mahale

Masaların yanısıra Şark kösesi benzeri oturma alanlarında yemek yeyip dinlenebiliyorsunuz.


Geziler sonrasında birkaç not, şehirde alışveriş yerleri mevcut ancak birçok mal Turkiyeden geliyor ve fiyatlar yüksek. Ambargo (2012 yılı için) nedeniyle vergiler artmiş. Yerel malzemler uygun fiyatla satılıyor ama pazarlık edilmeden alım yapılmamalı.

İslam polisinin baskısı heryerde hissediliyor. Hanımların kapanması mecburi. Açık saçın dahi cezası yuksek ugranılacak hakaret de cabası.

Cuma  günü resmi tatil ve cuma namazı sadece Tahran universitesindeki camide kılınıyor ve genelde gösterilerle devam ediyor.